Sağlık hizmeti, sosyal devletin en temel kamu hizmetlerinden olup, herkese eşit, ölçülü ve zamanında dağıtılması gereken toplumsal bir ihtiyaçtır. Doğru ve zamanında yapılan tıbbi müdahale hayat kurtarmakta iken, gecikme ve hatalı müdahale ise telafisi olmayan olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir.

 Acil tıbbi müdahale gerektiren durumlarda; hastanın uygun tedavisinin yapılabileceği sağlık kuruluşuna en hızlı şekilde ulaştırılması ve gereken müdahalenin zamanında yapılması, hayati önem taşımaktadır. Bu sebeple acil tıbbi müdahaleyi gerektiren durumlarda, hastanın uygun bir sağlık kuruluşuna gecikmezsizin ulaştırılması ve hastanın getirildiği sağlık kuruluşunda gerekli acil müdahalelerin öncelikle yapılması, insani bir görev olduğu gibi hukukun da gereğidir.

Sağlık sisteminin her alanında olduğu gibi acil sağlık hizmetleri biriminde görev yapan sağlık çalışanları, yetersiz özlük hakları içinde, 7 gün 24 saat büyük bir özveriyle fedakârca görev yapmakta, saldırılara maruz kalarak darp edilmekte, yaşam kurtarmak için zamanla yarışırken ambulans kazaları sonucu hayatını kaybetmektedirler.

Son günlerde sıkça karşımıza çıkmaya başlayan ambulans kazalarının çoğu ölümlerle sonuçlanmaktadır. Bu durum, hayat kurtarmak için kendini paralayan sağlık çalışanlarının ne kadar ince bir çizgide görev yaptığını göstermektedir.

Aşırı sürat, bilgisizlik, gereksiz siren kullanımı, ambulanslarda bulunan güvenlik sistemlerinin yetersizliği kazalara neden olmaktadır.

Yapılan araştırmalarda; 1960-2002 yılları arasında 477 maddi hasarlı olan 614 ambulans kazası gerçekleşmiş, bu kazalarda 3 kişi ölmüş 367 kişi ise yaralanmıştır. Kazaların %73’ü yerleşim merkezlerinde gerçekleşmiştir. 1975-1994 yılları arasında her 10000 ölümlü veya yaralanmalı kazaların %7.7’sinin ambulansların karıştığı kazalar olduğu belirlenmiştir. 1994 ‘den sonra bu oranın %30.6’ya çıktığı saptanmıştır.

Ambulanslar 2002 yılında 84, 2007 yılında 296 kazaya karışmış ve 97 kişi ölmüştür. 2012 yılında ise 1740 kazaya karışmıştır. Son 11 yılda ise 7247 kazaya karışmış ve bu kazalarda 135 acil sağlık hizmeti personeli ölmüştür.

Ambulans sürücülerinin azami dikkat ve özeni göstererek görev tanımlarını, ambulansların geçiş üstünlüğü kurallarını, aracın mekanik durumunu, iklim koşullarını, bölgenin coğrafi yapısını ve olası her türlü tehlike oluşturacak ihtimalleri göz önünde bulundurmaları olası kazaları en aza indirme konusunda oldukça önemlidir.

Ambulans kazalarını en aza indirmek, personel yaralanma ve ölümlerinin önüne geçmek için sadece ambulans sürücülerinin dikkatli olması yeterli değildir. Bu gibi durumların yaşanmaması için yetkili kurumlarında özen göstermesi gerekir.

Sağlık Bakanlığı’nca kazaları önlemek için 81 il valiliğine her yıl ambulans bakım talimatı verildiği, 112 Acil Sağlık Hizmeti İstasyon ve Komuta Kontrol Merkezlerine yeni başlayan personele hizmet içi eğitim verildiği, 2006 yılından itibaren ambulans sürüş tekniklerinin personele öğretildiği söylense de bunların hiç biri ambulans kazalarındaki artışa ve sağlık personellerinin şehit düşmesine engel olamamıştır.

Eksen Sağlık Bir Sen olarak; gün geçtikçe medyada daha fazla görmeye başladığımız ambulans kazalarının, yaralanan ve şehit düşen sağlık personellerinin mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğini önemle vurguluyoruz. Bu gibi durumların yaşanmaması ve asgari düzeye çekilmesi, acil sağlık hizmetleri çalışanlarının daha etkin bir koordinasyon içerisinde çalışmaları ve toplumsal bilincin oluşması için yetkili kişilerin daha farklı çözüm yolları üretmelerini bekliyoruz.

Eksen Sağlık Bir Sen

Genel Başkanı

Arif Yaşar