Anadolu’nun en buhranlı dönemlerinde yazılan ve bütün dünyaya “korkma” ifadesiyle adeta meydan okuyan bir marşın yazılışının 96. yıl dönümünü idrak etmekteyiz. Masum Anadolu insanı, Merhum Mehmet Akif’in bu ifadesinden güç almışcasına dünyanın büyük devletleri olarak bilinen emperyalist güçlere karşı dünyada emsali görülmemiş bir mücadele örneği göstermiştir.

İstiklal Marşı, en zor şartlarda bile insan ve iman gücünün teknolojiye ve maddeye karşı göstermiş olduğu başarının en güzel ifadesidir. Büyük fikir ve dava adamı, yiğit bir vatansever olan Mehmet Akif Ersoy bu şiirini kahraman ordumuza ithaf etmiştir. Safahat adlı eserine almamıştır. Çünkü Mehmet Akif’in yüreği ve kalemiyle yazdığı bu şiiri gösterdikleri kahramanlıkla ve kanlarıyla yazan Mehmetçikler bu marşın asıl sahipleridir.

Yazdığı şiirler ve verdiği vaazlarla Anadolu’da Milli Mücadele’nin başarısında önemli bir paya sahip olan Mehmet Akif, sadece İstiklâl Marşı şairi değil; aynı zamanda örnek bir ahlâk ve karaktere sahip, ideal bir insandır. Onun bu örnek ahlâk ve karakterinin, yeni yetişen nesillere anlatılması, sevdirilmesi bugün en önemli vazifemizdir. Çünkü içinde yaşadığımız olaylar, böyle bir ahlâk ve karakterden mahrum kişilerin, ülkeyi nasıl içinden çıkılması zor durumlara sürükleyeceğini apaçık ortaya koymaktadır.

Yüreğinde devasa bir vatan aşkı barındırmasına, şiirleriyle insanları coşturmasına rağmen mütevaziliğinden de ödün vermeyen Akif bir şiirinde:

'Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince Günler şu heyulayı da er geç silecektir

Rahmetle anılmak ebediyet budur amma Sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir?'

Yüreğinde Allah aşkından, vatan ve millet aşkından kocaman bir yanardağ barındıran Koca Akif, Türk bayrağı dalgalandıkça, bu millet var oldukça asla unutulmayacaksın, her zaman kalbimizde yaşayacaksın. Ruhun şad, mekanın cennet, Güllerin ve Gönüllerin Efendisi Hz. Muhammed(S.A.V.) komşun olsun. Rabbimiz bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın inşallah.

 

EKSEN Sağlık Bir Sen
Genel Merkezi